Dedemin İnsanları -1 - Yanık Tencere

13

Temmuz
2012

Dedemin İnsanları -1

Yazar: hiko  |  Kategori: eser miktarda spoiler içerebilir  |  Yorum: Yok   |  2.328 Kişi Tarafından

Dedem 4 ay önce vefat etti. Buraya yazmadım çünkü üzüntümü paylaşmak istemedim. Burası eğlenceli bir blog olmalıydı çünkü. Oysa bunun ne kadar gereksiz bir çaba olduğunu daha yeni anlıyorum. Sebebi dün izlediğim Çağan Irmak’ın “Dedemin İnsanları” filmi.

Dedem, 1922 senesinde Girit Kandiyye’den ailesiyle birlikte gemiye binerek İzmir’e giriş yapmış binlerce insandan sadece biri. Bana hiçbir zaman dönüş hikayesini anlatmadı. Oysa diğer dedem 1947 yılında Ahıska’dan göçüşünü, onu her gördüğümde gözyaşları içerisinde anlatır. Sürekli yurdunu özlediğini söylerdi. Belki sebebi oradan göç ettiğinde 17 yaşında olmasıdır. Emirhan dedemin hikayesi bu kadar yürek yakarken zaten hikayesini hiç anlatmayan Avni dedemin hikayesini hiç sormadım. Neler yaşadığını, nasıl üzgün olduğunu öğrenemedim. Benim için mübadele sadece bir değiş tokuştan ibaretti. Ömrü boyunca hiç doktor yüzü görmemiş 96 yaşındaki dedem rahatsızlanıp doktora gidene kadar da bu durum değişmedi. Verilen ilaçları içmekte oldukça isteksiz olmasına rağmen, sesini çıkarmadan her söyleneni yaptı.

Emirhan dedemle birlikte gözyaşı döküp her yerde Ahıskalı olduğunu söyleyen ben. Giritli yanımı görmezden geldim şimdiye kadar. Dedem o hafta sonu onu bulmama yardım etti. Yanına oturup, video kaydını başlattığım da  büyükannemin hiç türkçe bilmediğini öğrendim. Kandiyyede ki evlerinin olası adresini, evlerinin yakınındaki kilisenin çan sesinden nasıl ürktüğünü öğrendim. Bir gecede toparlanıp evlerini bırakışlarını, eşekçi Miço’nun onları uyarmaya gelişini öğrendim. Gemilerinin  18 gün Ege denizinde liman arayışını, Türkiye de 3-4 liman dolaşmalarına rağmen kabul edilmeyişlerini, her şeye rağmen vatanında mutlu olduğunu ve Türk olmakla duyduğu haklı gururu öğrendim. Belkide en önemlisi yurdunu herşeyden çok özlediğini öğrendim. Hiç göremeyecek olmasına rağmen onu nasıl özlediğini…

Bir hafta sonra vefat ettiğinde, yanında ona 65 yıl can yoldaşlığı yapmış babaannem vardı. Elini hiç bırakmadı. Sımsıkı tuttu hep. Şimdi üzüntümü nasıl anlatsam boş. Yüreğimde ki koca boşluklara bir yenisi daha eklendi. Şimdi yapmak istediğim Tek bir şey var. Dedemin söylediklerinden yola çıkarak bundan tam 89 yıl önce terk ettikleri evlerinin izini bulabilmek. Belki bugün, belki yarın ama mutlaka birgün…

Tıpkı filmdeki Ozan gibi…

 

yorumlar:

Hiç Yorum Yapılmamış!

yorum yapmak ister misin?

© Tüm Hakları Saklıdır - Yanık Tencere
Yazılar kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Taş oluverirsiniz sonra, demedi demeyin.