26

Haziran
2012

hastalık yazısı

Yazar: hiko  |  Kategori: küçük şeyler  |  Yorum: Yok   |  2.931 Kişi Tarafından

Üzgünüm uzun süredir yazı yazamadığım için. Geçerli sebeplerim vardı ama bilmelisiniz. Pamuk annem bu altı ay içerisinde gerçekleşen iki ameliyatına ek olarak bir ameliyat daha geçirmek zorunda kaldı. Son seferinde apandisti patlamıştı. Sağolsun Karşıyaka devlet hastanasinde ki o hipokrat amcamın yeminini etmiş pek okumuş bilgili doktorlarımız, pamuk annemin endişelenmesine gerek olmadığını sadece idrar yolları enfeksiyonu geçirdiğini söyleyip, yazdıkları ilaçları aksatmadan kullanırsa iyileşebileceğini de ekleyerek eve yollamışlardı. Bir hafta boyu ilaçları kullanan pamuğumun ağrıları geçmek yerine dahada şiddetlenince evlerinin hemen yakınında bulunan medicalpark hastanesine muayeneye gitmiş. Doktor 1 saatlik röntgen,muayene dizisinden sonra zaten önceden patlamış ama mucize eseri pamuk annemi zehirlememiş olan apandisi 4 saat süren bir operasyonla temizlemişti.   Ameliyat öncesinde masada kalacağını söyleyip bizden helallik alan Pamuk annemin biraz morali düzelir, gülümser  diye şaka yollu bak doktora estetik dikiş istediğini söyle demiştim. Oda aynını söyleyince teyzecim bak sen yaşadığına şükret demişti doktor.

Bu sefer ki ameliyat, yerinden fırtlayan yağlar için yapılacaktı. Bağırsak ve yağların bulunduğu bölgeye iki saat süren bir operasyonla  doktor yama yapıldığını söyledi.Pamuk annem bu sefer de doktora önceki ameliyatında göbeğinin aşağı düştüğünü ve kaldırması gerektiğini söyledi. Birde ekleyiverdi bak doktor bey ameliyata tek girme yapamazsın  😆

Sağolsun Op. Dr. İsmail Özsan bey yeniden başarılı bir ameliyat gerçekleştirerek pamuğumu iyileştirdi. Ameliyattan sonra iki gece hastanenin oteli aratmayan lüks odasında kaldık. Aslında ben bir gece kaldım. Hastanedeki temizlik personelinden, doktoruna kadar güler yüzünü esirgemeyen herkese çok  teşekkür ediyorum.

Parfüm katoloğundan fırlamış gibi bir başlıkla  karşınızdayım. Evinize çaya gelecek misafirler için hazırlayacağınız kanepeler gibi bu da atıştırmalık bir tarif. İsmi de pek karizmatik. Nerden aklına gelir böyle abidi gubidi şeyle senin diyenler için. Ege mutfak zirvesinde buna benzer atıştırmalıklar, mutfak okulu öğrencilerinin tanıtım yaptığı stantta sergileniyordu. Ordan kopiş çektim diyebilirim. Ama beyaz şapkalılar bakmamıza izin verdikleri salatalıkları yememize izin vermediklerinden.  Dönerci dükkanın önündeki küçük Emrah misali yalanmaktan öte gidemedim. içimde hep o salatalıkları yapıp yiyebileceğim uygun bir zamanı kolladım. Bu sabah kahvaltıya hazırlayabileceğim değişik bir tarif aklıma gelmeyince bari bunu yapayım dedim ve işe koyuldum;

1

Aralık
2011

kaymaklı incir tatlısı

Yazar: hiko  |  Kategori: küçük şeyler, Tatlılar  |  Yorum: 2  |  3.585 Kişi Tarafından

Egenin inciri meşhurdur bilirsiniz. Bu incirine en gzel hali tatlısıyla arz-ı endam eder sofralarda. bide altına kaymağını koyduk mu havasından geçilmez. Haklıdır da zaten havalanmakta zira böylesi enfes bir tada sahip olupta ego fırtlaması olmadan öyle incir başına durabilmek zordur kanımca. Bayıla bayıla yiyeceğiniz, yaparken de hiç zahmetlere girmeyeceğiniz mükemmel bir tatlı. Yerken bana dua edinde cennete gittiğimde sizin dualarınızın torpilini kullanabileyim.

21

Kasım
2011

tavuklu papara

Yazar: hiko  |  Kategori: küçük şeyler, Tavuk Yemekleri  |  Yorum: 1  |  3.582 Kişi Tarafından

Bizim evde de ekmeklik denen ahşap, kara küçük bir kutucuğumuz var. Aynı sizde ki gibi. Ama aynı bizde de  çiğdem, ceviz, kuru kayısı yada incir gibi baharatlarla dolduruyoruz içini. Ekmekleriyse dandik beyaz poşetler içinde kapı arkasına asıyoruz. Sahi niye aldık ki o şeyi? Evliliğimizin ilk yıllarında görevini kötüye kullanmadan içine ekmek harici başka hiçbir malzeme almayan sözde ekmekliğimiz. Şimdi eski görevini aksattı.  Ne koyarsak içine bana mısın demiyor.İçimizde ki mini Türkler de bas bas bağırıyor, kapı arkasına ekmek as diye. Sırf o mu? O mini mini Türk aklımız; eve boy boy sehpa al,  zil çaldığında karşıdaki sana kim ooo? diye bi soru sorarsa sen onun medyum olabileceğini düşün ve beeeeeeeen diye bağır, yolda tanıdık birini görünce arabayı üzerine sür, gazete ve dergi kapaklarındaki resimlere sakal,bıyık çiz, arabaların kirli camlarına garip cümleler karala, birde utanmadan sonuna güler yüz ekle, arkadaşının yeni ayakkabısını çamurlu ayakkabılarınla ez… ohhhoooo! uzarda uzar bu liste… sahi bunları yapıpta paparayı yemeyen varmı içinizde? Eğer varsa ki, muhakkak vardır. Ben papara tarifini vereyim içinizde kalmasın. Hemide tavuklu… afiyet olsun.

15

Kasım
2011

çiğ köfte

Yazar: hiko  |  Kategori: Et Yemekleri, küçük şeyler  |  Yorum: 4  |  20.927 Kişi Tarafından

Güzel bir çiğ köfte yiyebilmenin yolu eğlenceli dostlardan geçer bana göre. Kalabalıksa ortam, o çiğ köfte daha bir lezzetlenir. Yapan saatlerce uğraşmasına rağmen oda memnundur bu durumdan nasıl olsa. Bayramın üçüncü günü bizim süper ekip biraraya geldi maksat çiğ köfte yemek. Çiğköfteyi Balıkesirlilerde yapıyormuş bunuda görmüş olduk böylece. Serkan kendi malzemelerini kendi getirdi evden. Kıyması bulguru falan özelmiş sanırsam. Biz kakara kikiri gülüşürken başladı bulguru yoğurmaya. Herkesin tarzı farklı olurmuş serkan böyle başladı sonra baktı zorlanacak abisi erkanda daldı hemen yoğurmaya. Bizse durmadık çene çaldık boyna. Bende utanmadan sürekli sordum durdum ne zaman olur, ne kadar kaldı, yanına ne içelim. Oğlanlar dedi acılı şalgam olsun, biz kızlar cola yada ayranda karar kıldık. Birbuçuk saatlik çift taraflı yoğurmanın sonucunda bizi müthiş bir yer sofrası bekliyordu. Marullar, lavaşlar havada uçuştu, Burunlarımız aka aka içtiğimiz şalgam suları bizi bitirdi. Ama yılmadık. O ne lezzetti öyle? Şimdi açık konuşalım kızlar biz bu incecik bileklerle birbuçuk saat bu çiğ köfteyi yoğuramayız. O yüzden sağlam dostlar ediniverin bi yerlerden benden söylemesi. Serkanın tarifini uygulanışını değiştirmeden yazıyorum buraya:

© Tüm Hakları Saklıdır - Yanık Tencere
Yazılar kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Taş oluverirsiniz sonra, demedi demeyin.