7
Aralık
2013
Sabahın köründe gözümü açıverdim. Doktorumun dediği gibi böyle yandan yandan kalkarak küçük balığı rahatsız etmedim…diye başladığım 4.İzmir’li yemek blogu yazarları buluşması‘ nın üzerinden tam altı ay geçti. O zamanlar henüz hamile ve her zamanki gibi tembeldim. Aradan tam 6 küsür ay geçti ve ben 5 aylık dünya tatlısı Duru hanımın annesi oldum. Ama söylemeliyim ki hala tembelim,hala tembelim. Geçen hafta pazar günü düzenlenen, 5.İzmir’li yemek blogu yazarları buluşması’nı anca yazıyorum.
Ay ne giycem, ay onlara ne dicem, ya salakça bişey der de rezil olursam, ya bana bi yemek tarifi sorarlar da cevaplayamazsam gibi aptalca fikirlerin kafamda cirit attığı önceki buluşmalardan beri ben de değişmiş olmalıyım ki hiçbiri yoktu aklımda. Tek düşüncem Duru ağlarsa nerede emzireceğim oldu. Sanırım anne olmak insanı olgunlaştırıyor. Gayet olgun, bir o kadar dolgun, kırmızı bebek arabasındaki sevimli bebeğiyle tepekule A7 kongre merkezine adım atar atmaz onlarca güler yüzlü kadının arasında buluverdim kendimi.
İçeride ilk girişte renkli kolonya’nın bizim için hazırladığı üzerlerinde çekiliş numaralarımızın bulunduğu minik lavanta şişeleri ve nilabella macaron’un rengarenk macaronları vardı. Özenle hazırlanmış ,emek verilmiş çok güzel bir organizasyon olacağının ilk sinyalleriydi bunlar.
Sonra diğer masadaki sevimli siyah kutudan bir kurabiye verildi ellerime. Elinde pembe kundaklı sevimli bir bebek ile gülümseyen siyah dalgalı saçlı ben! üzerinde adım bile yazıyordu. Ömrümde düşünmezdim benden bir kurabiye olacağını ama yapmıştı işte nergismevsimi. Üstelik sadece bana değil tüm bloggerlara, face profillerinde ki resimlere ve kişisel özelliklerine göre tek tek özenle hazırlamıştı hepsini. Buradan çok çok teşekkür ediyorum kendisine.
Masaya geçip diğer blog yazarlarıyla hasret giderdim. Güler yüzlerini hoş sohpetlerini çok özlemişim doğrusu. Bu arada toplantımıza ilk kez teşrif eden Duru benden daha çok rağbet gördü. Kucaktan kucağa masadan masaya dolandı durdu. Her kucaktada kendine yepyeni bir tutam saç yoldu. Burda tüm ablalardan ve teyzelerden özür diliyor. Bana iletmemi söyledi. Üzerimde kalmasın.
Her sene yapılan çekiliş. Bu senede yapıldı ve bana 28 yaşım uğur getirdi. İnanlı yapı ‘dan 250 TL değerinde hediye çeki kazandım. Sanırım artık evi boyamanın vakti geldi. Teşekkürler İnanlı yapı. Benim haricimde tüm katılımcılara çekilişten hediyeler çıktı.
20
Nisan
2013
Tembel, şişko bir gebiş olarak 4. İzmir’li yemek blogu yazarları toplantısının kalan tarafını yazıyorum. Bana kalsa hepsini mideme indirecek ve sessizliğe gömüleceğim. Ama pembe kekik ablam hemmen klavye başına marş marş dedi. Kırar mıyım onu. Böylelikle kaldığım yerden devam ediyorum. Size de söz vermiştim ya hani ayıp olmasın şimdi. Bu kız yalancı çıktı demeyin.
16
Nisan
2013
Sabahın köründe gözümü açıverdim. Doktorumun dediği gibi böyle yandan yandan kalkarak küçük balığı rahatsız etmedim. Güneş perdelerin arasından odaların içine dolarken bugünün güzel geçeceğini fısıldadı. Biliyorum dedim. Bugün güzel geçecek. Demliğin başında 2 kaşık ceylon ve 2 kaşık bergamut aromalı çayımı birbirine harmanlarken sofrayı kurmaya koyuldum. Şeker surat bana yardım etti elbette, yarım saat içinde herşeyi tamam edip birgüzel midelerimize indirdik.
Dolabın başına geçtiğimde hiçbir elbisemin bana doğru bakmadığını görüp hepsine nanik çektim. Büyük beden kıyafetlerin satıldığı o mağazadan edindiğim göbeği dökümlü beyaz puantiyeli lacivert elbiseyi geçiriverdim üzerime. Boyamı badanamı beş dakikada tamam edip, o taaa annemin zamanından kalma en sevdiğim rujumu sürüverdim. Tüm gün çıkmıyor ya tam benlik. Yoksa bana kalsa makyajımı tazeleyeyim olaylarına girmek pek mümkün değil.
13
Ekim
2012
Benim gibi maddi bir kaygı gütmeden, yaptıkları lezzetleri küçük bir el defterinde saklamak yerine paylaşıma açarak bloglarına yazan, İzmirli yemek bloğu yazarlarıyla tanışma fırsatı buldum bu pazar günü. Gode Cengiz Spor tesislerinin bahçesinde yemyeşil çimler üzerine kurulmuş sevimli masalarda oturduk tüm öğleden sonra. Tabaklarımızın üzerinde şirin küçük kavanozların içinde leziz lokumlar vardı. Mis gibi demli çayı unutmamak gerek.
3
Nisan
2012
7-8 Nisan günleri 3.Alaçatı Ot festivali düzenlenecekmiş. “En fazla ot çeşidini kim toplayacak”, “En güzel otlu yemeği kim pişirecek” diye merak ediyorsanız. Gitmenizi tavsiye ederim. Fotoğraf makinemle orada olup fotoğraf çekebilmeyi yada yarışmalara katılmayı çok isterdim ama özel işlerim sebebiyle bu şimdilik mümkün görünmüyor. İzmir ‘li olarak festivale katılamasam da önceden haber vermeyi istedim. Çünkü Hamsi festivalinin yada 3.Ege mutfak zirvesinin yapılacağını önceden bilgi vermediğim için papara yemişliğim oldu.Şimdi gelelim festivalin kapsamına.
7 Nisan Cumartesi
8 Nisan pazar