12

Şubat
2012

Karşıyaka Belediyesi 4. hamsi şöleni

Yazar: hiko  |  Kategori: midesel etkinlikler  |  Yorum: 2  |  4.503 Kişi Tarafından

Pazar günü karadeniz müziği işliğinde horon tepenleri elimizdeki hamsili ekmeklerle izlemeye gitmenin çok iyi bir fikir olduğunu düşünerek,  fotoğraf makinelerimizle öğle sıcağında yürüyüşe geçtik. Bostanlı pazarına kadar yürüdüğümüzde oldukça acıkacak ve bize ikram edilecek hamsilere daha aç bir şekilde yumulabilecektik. Tabi öyle olmadı ne yazık ki. O kadar tembeldik ve o kadar süslüydük ki yetişemedik 500 metrelik mangala. Yok benim saçım makyajım, yok şeker suratlının kostümünün havaya uygunluğu tepinip dururken, horonunda sonuna yetişebildik anca.

Ama olsundu mangalda duran son hamsinin fotoğrafını çekip yolumuza devam ettik. Madem hamsi yiyemedik etrafa bir göz gezdirir ne var ne yok kolaçan ederiz dedik.

19

Aralık
2011

3.ege mutfak zirvesi

Yazar: hiko  |  Kategori: ege otları, midesel etkinlikler  |  Yorum: 2  |  3.895 Kişi Tarafından

Özlemin hergün beni arayıp hiko ya yazmadın mı daha laflarına dayanamayıp 3. ege mutfak zirvesi için yemek tarifi düşünmeye başladım. Aslında ege yemeklerini helede otlarını iyi biliyorum. Bildiğim diğer şeyse oradaki yarışmaya katılacak bayanların bu yemekleri benden daha fazla bildikleri. Sonuçta ben dünün çocuğuyum ve fazlaca amatörüm tamda yarışma için istedikleri bu. Sürekli gülecek bişeyler arayan benim için mükemmel malzeme olabilecek bu etkinliğe katılma niyetim yoktu. Çünkü ne kadar utangaç olmasamda, çok fazla ortada durmayıda istemem. Zaten yarışmaya girerkende öyle “kazanıcaaaaammm” gibisinden şeyler düşünmedim. Özlemde gelir, cuçi ve açide gelirse çok eğleniriz diye düşündüm. Evet kedi uzanamadığı ciğere pis dermiş konulu yazımızın da sonuna geldik şimdi geçelim diğer gelişmelere.

Babannemi ve annemi arayıp onlarında fikrini aldıktan sonra yarışmaya arapsaçıyla katılmaya karar verdim. Şeker suratlımla görev taksimi yaptığımızda ona arapsaçını bulmak düştü.

Çakma caponum, o pazar senin bu pazar benim arapsaçını arayadursun kiminin “hı? oda nedir?” gibi sorularına, kiminin ” valla abi geldimi ben onu eve götürüyom hanım pişirsin diye” laflarına maruz kalmış. Benimki hiç pes eder mi? Hemen dalmış cuma günkü Karşıyaka organik pazarına, ama yok oğlu yok. Arapsaçları sanki yer yarılmışta içine düşmüş. Sonraları pazarda envai çeşit otun bulunduğu bir tezgaha yaklaşıp;

-abi sizde arapsaçı bulunur mu? demiş. Pazarcıda tezgahın altından bir poşet arapsaçı çıkarınca şeker suratlım hemen kilosu ne kadar diye soruvermiş:

-15 lira.

-iyi bir kilo alayım o zaman

-yoook demiş pazarcı satamam 250 gr verebilirim en fazla deyince benimkisi köpürmüş

-Alda akşam yersin sen onu. deyip çaresiz düşmüş gene yollara…

Arapsaçlarına zorda olsa ulaşan çakma japonum için, cumartesi onları bol suda yıkayıp kuzu etli ve sızma zeytinyağlı üstelik bol soğanlı olarak iki tencere pişirdim. Biri bizim midemizi şenlendirsin diye diğeride yarışma için. Gece rüyamda  arapsaçını tombiş jüriye nasıl sunacağımı kabuslar içerisinde görürken, sabah olduğunda korkulan oldu ve yola çıkma vakti geldi. Arapsaçını borcama yerleştirirken ikişer domates ve limonuda içerisine atmayı ihmal etmedim. Bunlar yapacağım süsler için.

© Tüm Hakları Saklıdır - Yanık Tencere
Yazılar kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Taş oluverirsiniz sonra, demedi demeyin.