17
Nisan
2014
Ne oldu bana böyle bilmiyorum. Hiç bir şeye vakit yetiremez oldum. Üzerimde ki tembellik had safhaya ulaştı. Tembelliğimin temel sebebi bal yanak. İşten döner dönmez oyuna oynamaya bir başlıyoruz , o yatana kadar devam ediyoruz. Minik bir bebekle oyun oynamak oldukça yorucu olabiliyor. Bal yanak büyüyor, her geçen gün daha da hareketleniyor. Evin coğrafyası değişti. Prizler kapatıldı, televizyonun yeri değişti, kapıların çoğu artık kapalı. Güvenlik üst seviyede. 7. ayının ilk günlerinde emeklemeyi keşfeden hanımefendi 1 hafta kadar sonra da koltukların kenarlarında dinelme çalışmalarına başladı. 9. ayında cisimlere ve evet özellikle en zararlı olanlarına uzanabilmek için parmaklarının ucunda durmaya başladı. Azimli ve her gün level atlıyor. Küçük bi müzik tınısında minik poposunu sallıyor. Bayılıyoruz bu duruma. Kendi ellerimizi ve seslerimizi kullanarak yaptığımız müzikte dans etmesine bayılıyoruz.
6 ay kınası, diş buğdayı, falan filan hiçbirini yapmadım. Çok sevimli keçe magnetler yapmaya başlamıştım yarım kaldı. Dişini çıkaralı 2 ay oluyor. 9. ayda yapsam garip olmaz heralde? geç olsun güç olmasın 🙂
Vaktimi daha verimli harcayıp güzel güzel yemekler yapmaya devam ettiğim zaman umarım çok uzak değildir. O zamana kadar hoşçakalın…
27
Ocak
2014
Zamanında bebek arabası araştırmasına o kadar dalmıştım ki tam kafayı yemek üzereyken şeker surat duruma el attı. Bundan alacağız dedi. Bebeconfort Elea’nın kırmızı pusetini internetten gösterdi. Bende bir şey diyemedim. Çünkü hayır o değilde şu olsun diyebileceğim bir modelde karar kılamamıştım. Arabayı almaya gittiğimizde aynı markanın Loola modeli de gözüme çok hoş göründü. öncelikle görüntüye önem veren şeker surat ise koca tekerleklerin daha havalı durduğunu söyleyerek beni ikna etti. Sonuçta bebek arabamızı ve ilk altı ay kullanacağı, oto koltuğu kılıklı ana kucağımızı aldık. Hemde daha 1 aylık bebeğimizi arabanın üzerine koyup deneyerek. Mağazaya orijinal anakucağında gelen Duru hanım da pek afilli yeni bebek arabasında, yağ gibi kayarak yolları arşınlamaya o dakika itibariyle başladı.
8
Ocak
2014
Yeni yıl geldiği için mutlu falan olmadım. Dışarıya eğlenmeye gitmedim, arkadaşlarla bir araya gelip gülmekten bi hallere falan girmedim, geçen yıl olduğu gibi PTT ( pijama, terlik, televizyon) olaylarına girmedim. Tüm günü ve geceyi bebeğimle bir odada bakışarak geçirdim. Sanki tüm o altı ay boyunca yaptığım yetmemiş gibi. Mutlu olmadım çünkü 2 Ocak işbaşı…
İlk iş günümde neler hissettiğimden daha sonra bahsederim. Ama şöyle söyleyeyim insanoğlu her şarta uyum sağlıyor. Tıpkı su gibi. Çay bardağına koyunca çay bardağı, sürahiye koyunca sürahi oluyor…
29
Kasım
2013
Bebeğim ilk doğduğunda buraya birkaç anımızı yazmıştım. Tanıdıklar hatıra olması için bir blog açman iyi olur dediklerinde, zaten birini zor yazıyorum diğerine hiç vakit ayıramam demiş, bu projeyi şimdilik ötelemiştim. Gelen yoğun taleplere dayanamayarak, Yazılarımdan ziyade fotoğraflarımın konuşulacağı şirin bir blog açayım o zaman dedim. Duyanda fotoğraflar çok profesyonel zannedecek. Yok efendim., profesyonel değiller. Gayet acemice ve gayet Nikon makineye işkence eder gibi çekilmişler. Ama onları güzel yapan çekimleri değil oldukça sevimli olmaları. Adele Enersen ve tatlı bebeği Mila için uyku fotoğrafları serüvenini duyduysanız, bizimkilerinde ona selam çakar vaziyette olduğunu görürsünüz. Ben fotoğrafları çekerken çok eğlendim, her anına olduğum gibi bu anlarına da hayran oldum. Bal yanaklı Durumun ise olan bitenden gıdım haberi yok.
Bu blogu yazmaya başladıktan sonra “ay o bebeğe neler yapıyorsuuun! yazık ya hu”diyen bi takım insanlar çıkmadı değil. Kalplerini kırıpta takımlarını bozmak istemediğimden şimdilik susuyorum. Ama sizde benzer fikirlere kapıldıysanız diye olanı biteni anlatayım.
30
Ağustos
2013
Taa geçen hafta İzmirli yemek blogu yazarlarının evime bal yanağı görmeye geldiklerini söylemiştim. Fatoşça tadlar blogunun yazarı’da kendi elleriyle hazırladığı şeker hamuruyla süslenmiş tarçınlı kurabiyelerle geldi diye de bahsetmiştim. Oldukça kibar davranarak bu lezzetli ve sevimli kurabiyeleri misafirlerime ikram edeceğimi düşünmüş. Ama gözden kaçırdığı ufacık bir nokta var. Şeker surat! nereye sakladıysam bulup ham yapmış. Koca bir kutu kurabiyeyi misafirlere doğru düzgün ikram edemeden silmiş süpürmüş.
Hakkınıda yememek lazım şimdi. Kurcuklamış bulmuş. Hakkıdır yemek. Ama sadece iki misafir grubuna ikram edebildim. 3-4 tanede kendim yedim. Sırf görüntüsü değil tadları da enfes.