31
Ağustos
2012
ayıptır tuşlaması geçmişim havuzun karşısına, kulaklarımda dımtıs müzik, arkada voleybol oynayan vişne çürüğü rengindeki ingilizlere aldırmadan yazımı yazıyorum. Fethiye güzel yermiş vesselam. Ama bizi çok yordu. İzmir’den otobüsle beş buçuk saat sürüyor. Arabanız varsa ne ala, daha çabuk gelebilirsiniz buraya. Otellerin hepsi denize çok yakın. Ben bizimkini tripadvisor ve booking den kurcuklayarak buldum. Çevrede beş yıldızlı Herşey dahil sistem oteller olmasına karşın zamanımızın çoğunu dışarıda gezmeye ve denizde yüzmeye ayıracağımız için gereksiz olacağından tercih etmedik. Bizim otelimiz yarım pansiyon ve ne şaşırtıcı ki sadece üç yıldızlı. Oysa bence bir yıldızı daha hakediyor. Kaldığımız oda ilk katta olduğundan bende evde sürekli toz moz dinlemeden kapıları pencereleri açtığım için odamızı değiştirme talebinde bulunduk. Bakalım yarın üst katlardan bir oda vermezlerse gönülden verdiğim o bir yıldızı geri alacağım.
10
Ağustos
2012
Evdeki patates canavarına uzun süredir çok istemesine rağmen patates kızartması yapmıyordum. O tombiş göbekten kurtulmaya çalışsak da başarılı olamıyoruz çünkü. Diyetisyene gitmeyi kabul etmiyor, spor salonuna yazılmak istemiyor ve evdeki koşu bandını sıcakları bahane ederek kullanmıyor. Keşke tek seferde şöyle biri göbeğime bastırıverse de bende eskisi gibi olsam diyor. Oh işe bak! ne alaamemleket. yata yata karpuz büyür diyor atalarımız, küçülmüyor ki bu meret.
Herşeye rağmen iki gün önce onu birazcık tebessüm ettirmeye karar verdim. Sahurda 3 tane patatesi yarı diri haşladım. Büyük küpler halinde doğradıktan sonra , 1 kaşık tereyağı ve 1 tatlı kaşığı kırmızı toz biberle kavurdum. Son olarak mis kokulu dağ kekiğinden bir tutam attım. Ayyy nası mutlu oldu bir bilseniz. Valla patatesi bu kadar çok seven başka birini tanımıyorum. Sanki biri ona çok süper bir hediye almışçasına mutlu oldu. Önümüzdeki sene doğumgünü hediyesi olarak 10 kilo taze Ödemiş patatesi almayı düşünmüyor değilim. Şööyle kurdelalı -murdelalı afilli bi poşet içinde 😀
Ne alakaysa bu hoş şarkıyıda dinleyin. Belki sizde benim gibi seversiniz:
Yorgun argın sıcaktan yamulmuş bedenim ve işlerden bulanmış beynimle eve gittiğimde. Şeker suratlının masanın üzerine özene bezene yerleştirdiği Colgate firmasına ait diş macunları ve diğer hediyelerini görünce şok oldum. Paketin içinde 10 tane küçük, bir tane büyük diş macunu, ağız gargarası, diş fırçası ve gerizekalı kargo şirketinin hunharca davranışı yüzünden kırılmış fincanın parçaları vardı. Kargo şirketini arayıp sorun çıkarmak istemediğimden susmayı tercih ettim. Paket Fikri Mühim’den gelmişti. Fikri mühime katılalı çok bir zaman olmamış ve hepi topu üç tane anketine katılmıştım. Son katıldığım anket diş macunları kullanım oranı ile ilgili bir şeydi. Buna rağmen zahmete girmişler ve benim fikirlerime önem verdiklerini gösterdiklerinin en büyük kanıtı olan bu paketi göndermişlerdi. İlk iş olarak işyerindeki arkadaşlarıma birer tane denemeleri için diş macunlarından verdikten sonra Fikri Mühimden bahsettim. İlk fırsatta deneyerek raporlayacaklarını söylediler. Ben henüz test etmiş değilim. Verilen macunu kullanıyorum ama buz gibi birşey yiyerek deneyebilmiş değilim. Denediğimde videoya alıp öyle raporlamayı düşünüyorum. Baysss.
Fotoğraf çekmeyi akıl edemediğim için, ekleyemiyorum.
4
Ağustos
2012
Ne akla hizmetse öğle vakti arkadaşlarla beraber Boyner’in kelebekli ürünlerde yaptığı indirimden faydalanmaya kalktım. Aman ne kargaşa. Sanırsınız dünyanın sonu geliyor da hanım ablalar ekmek stoklarını tüketiyor. Bin türlü takla atsamda elime bir elbise alıp içlerinden sıyrılmayı başaramadım. Tam alıyorum güzel bir bluzu elime, hoooop öbür yanını yavaştan çekmeye başlıyor hanım ablalar. Güya yanlışlıkla el uzatmış olacaklar. Fiyatlar ucuz olmasına ucuzdu ama bomba atsanız imkanı yok alışverişi bırakmayacak psikopat tipler rahat bırakmadılar . Bende Bombastik bişeyler yapayım dedim. İftardan sonra tatlı olarak bu enfes şeyi hazırladım. Tarifi yok. Kağıt helvayı ortadan ayırıyorsunuz. Üzerine hafif erimeye durmuş dondurmayı sürüyorsunuz. Üzerine artık Allah ne verdiyse meyvelerden dilimleyip çikolata sosunu sıkıp servise hazır ediyorsunuz. Hepi topu bu işte. Çok bombastik 🙂
3
Temmuz
2012
İki günlük tatilden anca bir post çıkarabildim. Beceriksizim işte ne yapayım.Yüzmekten ve her tarafı arşınlamaktan fotoğraf çekemedim. Makineyi yanıma da almadım zaten birileri götürür sonra uğraş dur diyerekten. Ama çok eğlendim. Yüz yüz ellerimim nine gibi oldu.
Kadınlar plajı çok kalabalık olmasına rağmen yüzme bilmeyen sürüsüne bereket insanla dolu olması muhtemel olduğu için bizim kulaç attığımız yerler boştu. Şeker suratın boyu maşallah 1,92 olduğu için yüzme bilmese de pek derin olmayan denizde çok eğlendi. Sanırım daha çok seferler buraya geleceğiz. Plajda şemsiyeye 5 kağıt şezlonglara 5 kağıt bayılınca neden beach clup ziyaretine gitmedik ki diye düşünmedim değil. Ama ne yapalım geldik bir kere, bayılacağız artık tıklım tıkaş halk sahilindeki plastik şezlonlara 5 liras. esnaf kardeşler öyle kazıkçı ki kutu kola 3 lira, su 1 lira yani İzmir de ne kadara alıyorsanız resmen 2 katı. Son zamanlarda yerli turistte kazıklanmaktan bıktığı için daha uğrak sahillere gidiyormuş zaten, Alaçatı yada ıldırı gibi. Haklılar valla. Burada kalabalık Kuşadasında kazıklanacaklarına gider Sosyete mekanı Alaçatıda kazıklanırlar üstünede havasını atarlar dimi ya.
Plaja gitmeden önce çok fazla adidaslı ergenin sahil versiyonuyla karşılaşacağıma dair yazılar okusamda onlardan pek bulamadım. Böyle olunca da oldukça keyifli ve sakin delen gözler olmadan misler gibi güneşlendim.
Kuşadası kalesi’ nin harika bir manzarası var.Oraya uğramadan sakın geçmeyin.
Kuşadası na İzmir’den gidebilmek için semt garajından kalkan otobüsleri kullanabilirsiniz. Pamukkale, Metro ve Kamil koç otobüsleri 10 tl karşılığı bir buçuk saatte ulaşım sağlıyor. Kuşadası’ndan sonra kadınlar plajına gitmek için de 5 numaralı dolmuşlara binebilirsiniz. İyi tatiller.