20
Nisan
2013
Tembel, şişko bir gebiş olarak 4. İzmir’li yemek blogu yazarları toplantısının kalan tarafını yazıyorum. Bana kalsa hepsini mideme indirecek ve sessizliğe gömüleceğim. Ama pembe kekik ablam hemmen klavye başına marş marş dedi. Kırar mıyım onu. Böylelikle kaldığım yerden devam ediyorum. Size de söz vermiştim ya hani ayıp olmasın şimdi. Bu kız yalancı çıktı demeyin.
16
Nisan
2013
Sabahın köründe gözümü açıverdim. Doktorumun dediği gibi böyle yandan yandan kalkarak küçük balığı rahatsız etmedim. Güneş perdelerin arasından odaların içine dolarken bugünün güzel geçeceğini fısıldadı. Biliyorum dedim. Bugün güzel geçecek. Demliğin başında 2 kaşık ceylon ve 2 kaşık bergamut aromalı çayımı birbirine harmanlarken sofrayı kurmaya koyuldum. Şeker surat bana yardım etti elbette, yarım saat içinde herşeyi tamam edip birgüzel midelerimize indirdik.
Dolabın başına geçtiğimde hiçbir elbisemin bana doğru bakmadığını görüp hepsine nanik çektim. Büyük beden kıyafetlerin satıldığı o mağazadan edindiğim göbeği dökümlü beyaz puantiyeli lacivert elbiseyi geçiriverdim üzerime. Boyamı badanamı beş dakikada tamam edip, o taaa annemin zamanından kalma en sevdiğim rujumu sürüverdim. Tüm gün çıkmıyor ya tam benlik. Yoksa bana kalsa makyajımı tazeleyeyim olaylarına girmek pek mümkün değil.